Lilypie Second Birthday tickers

2 Haziran 2011 Perşembe

Kumru 1 yaşında

Güzel Kızım;

Senin içimdeki kalp atış sesini ilk dinlediğimden beri her geçen gün varlığın beni sana daha çok bağladı.İlk kıpırtılar,ilk tekmeler derken sen dünyaya geldin,bir yaşını doldurdun bile...

Bakıcının 3 haftalık mecburi izni sebebi ile ben de mayıs ayının son 3 haftasını seninle başbaşa geçirdik.İznimin son günü de senin doğumgününü kutladık hep beraber sevdiklerimiz ile..



Hazırlık aşaması biraz yorucu oldu.Çünkü aklımdaki süsleri yapabilmek için istediğim malzemelere ulaşamadım.




Bir benzerini dahi bulmak zordu.En basitinden birkaç alternatif dışında baskılı karton bile bulmak zor oldu.Neyse sonunda içime sinen şeyler hazırlayabildim senin için.

Büyükler Karamürsel'de olunca biz de doğumgününü orada kutlamaya karar verdik.



Pastan Kumru figürlü olarak hazırlandı.




Ben de gece yarısı sana ikinci bir bezpasta yaptım ellerimle:)



Tüm sevdiklerimiz bizi kırmayıp beraber oldular ogün bizimle.

Ttüleri çok sevdim hep.Diş buğdayında kendi ellerimle yaptığım tütü bu kez işyerinden arkadaşım Duygu Abla'ndan geldi sana hediye.O kadar sevindim ki...Çok yakıştı sana:)

Onca kalabalığa rağmen sen gene beni hiç üzmedin.Ki kalabalığı oldum olası sevmiyorsun.Beraber geçidğimiz 3 haftada birbirimizi daha da çok bağlandık.Sen tüm gün boyunca gözlerinle hep beni aradın.Uzaklaştığım anlarda biraz mırın kırın ettin ama olur o kadar.Aferin sana benim güzel kuşum.

Bir yıl nasıl geçti gerçekten anlamadım.İlk gülüşüne,ilk dişine,ilk kelimelerine şahit olabilmek benim için hiç unutulmaz şeyler olacak.Ama en çok seni ilk kucağıma aldığımdaki o mis kokunu hiç unutmayacağım.

Ben gerçekten seninle tekrarv büyüyorum.Hergeçen gün birşeyler öğreniyor olman,gözlerimizin önünde minik bir prensese dönüşmen inanılmaz bir süreç..

İyi ki seni doğurdum.Canımın parçasısın..

Sağlıkla,hep beraber güzel günlerimiz olsun yavrum..

Diş buğdayımızı yaptık...



Aslında çok oldu ama ben bir türlü zaman bulup yazamadım.Haftalardır sana bir diş buğdayı partisi yapmak niyetindeydim ama hem zamanı ayarlamak,hem hazırlıklara başlamak falan derken nihayet ağzında iki dişin varken 6 mart pazar günü dişlerinin gelişini kutlamaya karar verdik.
Hazırlık aşamasında iki hafta boyunca süt iznimin olduğu cuma günleri ver elini dedim Eminönü…Orası benim her zaman gezmekten hoşlandığım,yapmayı düşündüğüm şeylerin malzemelerini bulabildiğim bir yer oldu.Kafamda bir çok şey vardı.İçlerinden bazılarını elemek zorunda kaldım.Güzel olsun istedim.Bu seninle yapacağımız ilk kutlama idi(yılbaşını saymazsak).İlk cuma çok fazla malzeme alamadım.Bir nevi ön keişfti diyelim.İkinci cuma elimde koca ir liste düştüm yollara.Sana bir tütü giydirmek istiyordum.Ama bulabildiğim tüm tütüler büyük çocuklar için olunca iş başa düştü.Ben de sana puanlı pembe tüllü bir tütü yaptım.Aslında babannen olmasa çok zorlanırdım.Çünkü fikir iretmek uygulamaya koymaktan her zaman için benim işin daha eğlenceli tarafı.Ben anlattım nasıl yapmamız gerektiğini,tülleri kesme biçme işi babannene düştü:)Ama sonuçta çok içime sindi ortaya çıkan tütün:)





Aslında bebeklerde pembeyi çok sevmedim baştan beri.Hatta sana aldığım bir tane bile pembe kıyafet olmadı.Ama burada kız bebek deyince hep pembe renk akla geldiğinden malzemeler de ona göre hazırlandığından ben de tüm hazırlıkları pembe ve beyaz üzerine yapmak durumunda kaldım.
Gelen misafirlere vermek üzere pembe melekler aldım.Ve arkalarına mıktanıs yapıştırarak baktıklarında seni hatırlatsın diye magnetler hazırladım.Pembe keselerin içine çikolatalar koydum.Diş buğdayı ile ilgili diş figürü içeren malzeme bulmak neredeyse imkansızdı.Kime sorsam”diş şeklinde bir malzeme var mı ” diye,ya ”o ne?” diyerek yüzüme baktılar,ya da ”henüz gümrükten geçiremedik” diye beni atlatmaya çalıştılar:)





Ben de diş figürü olan taçlar yaptım sana.Matbaacıya bile anlatana kadar göbeğim çatladı:)





Balon kısmında da metalik renk istediğimden onu da bulmak biraz zaman aldı…




Eh biraz da eğlence lazımdı.Diş şeklinde şekerler de olmazsa olmazdı hani…
Çıkacak her dişini simgeleyen 32 tane buğday tanesinden oluşan kolyeni de unutmadık,uygulamacı gene babaannen:)
Tüm hazırlıklar bitince yorgun bir şekilde pazar gününe uyandım.Misafirlerimiz çok fazlaydı.Çok kalabalık ama bir o kadar da güzel bir gündü.Sense melek gibiydin,onca kalabalığa rağmen ne ağladın ne de huysuzluk ettin.
Doğum fotoğrafçımız Özlem Abla’n  da geldi..Uzun zamandır görmemiştik kendisini.Harika bir süpriz yaptı bize..
Ve Beyhan Teyzen,benim canım arkadaşım.Yine beni yalnız bırakmadı,taa Bursa’dan kalktı geldi..
Efe ve Bartu minik misafirlerimizdi…
Adetten olduğundan bir tepsi içerisine senin ilerideki mesleğini seçmen için sözlük,mouse,ilaç,şerit metre gibi objeler koyduk.Ben daha tepsiyi önüne koyar koymaz sen İngilizce sözlüğü seçtin.Artık yabancı dille ilgili bir mesleğin mi olur,yabancı bir ülkede mi yaşarsın bilemiyorum:)Ama her ne yaparsan yap,en iyisini yap benim canım kızım.
Çok güzel bir gün oldu…
Büyüyorsun gözlerimin önünde..Ve ben ne farkettim o gün biliyor musun;ben senin o ilk günlerdeki minik hallerini,minicik ellerini özlüyorum…
İyi ki girdin hayatıma güzel kızım.Seni çok seviyorum…